Gözaltı

Katılan ve Sanık
Ağustos 11, 2022
Deliller ve İspat
Ağustos 12, 2022
Tümünü Oku

Gözaltı

Koruma tedbirlerinden olan yakalama dendiğinde aklımıza iki durum gelir biri Kanunun 90.maddesinde düzenlenen yakalama emri olmaksızın herkes tarafından yapılan yakalama, diğeri yakalama emri üzerinde yapılan yakalama

Kanunda yakalama ve gözaltı iki ayrı koruma tedbiri olarak düzenlenmiş olmasına rağmen bu iki tedbir, bir madalyonun iki yüzü gibidir. Yakalanan kişinin serbest bırakılmaması durumunda özgürlüğünden mahrum bırakılmasına imkan veren koruma tedbiri gözaltıdır dolayısıyla kişi gözaltına alındığında gözaltı süresinin sonuna kadar hürriyeti sınırlandırılabilir. 90.maddede yakalamanın koşulları, 91.maddede de gözaltı düzenlenir.

Gözaltında azami süre öngörülmüş çünkü tutuklamadan farklı olarak bir hakim kararı olmaksızın henüz kişiye bir isnat edilmeksizin Cumhuriyet savcısının kararı ile kişinin hürriyetinden yoksun bırakılması söz konusudur. Bu yüzden gözaltının azami süreye tabi tutulması ve bu sürede birtakım haklarından yararlandırılması önemlidir. Nezarethanede gözaltında tutularak kişiyi rahatsız eden durumun bir an önce sonuçlandırılması gerekir.

Gözaltı Madde 91

Gözaltı Madde 91 –

(1) Yukarıdaki maddeye göre yakalanan kişi, Cumhuriyet Savcılığınca bırakılmazsa, soruşturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verilebilir.

Yakalanan kişinin işlediği düşünülen fiil, herhangi bir suça vücut vermiyorsa, muhakeme şartı gerçekleşmemiş ise gözaltına dahi alınmadan serbest bırakılması söz konusu olabilecektir. Kişi serbest bırakılmaz ise soruşturmanın tamamlanması için kişinin gözaltına alınmasının karar verilebilecektir.

Maalesef uygulamada yakalama ve gözaltına ilişkin kurallar doğru anlaşılamamaktadır. Gözaltı tedbiri 90.maddede yakalamanın şartları var ise uygulanabilecektir. 90.maddedeki koşullar yok ise kişinin gözaltına alınması mümkündğr değildir. 90.maddeye göre;

Suçüstü hali olmalı veya kişiye kaçarken rastlanılmalı, işlenilen suçun tutuklamayı gerektirecek bir ağırlığı olmalı ve işlemin gecikmesinde sakınca bulunmalıdır

Gözaltının Amacı:

Suçun henüz işlenmiş olması veya faili bilinmeyen işlenmiş suça ilişkin karşıya çıkan kişinin suçu işleyen olabileceğinin düşünülmesi ani bir durum olarak kabul edilir. Böyle bir durumda soruşturmayı yürütmekle görevli Cumhuriyet savcısına soruşturma işlemlerini tamamlayabilmesi için ihtiyaç duyduğu süreyi sağlamaktır. Yakalanan kişinin hürriyeti gözaltı dışında herhangi bir yöntem ile kısıtlanamaz. Örneğin kasten insan öldürme düşüncesi ile yakalanan kişi hakkında henüz yeterli delil toplanmadığı için Cumhuriyet savcısı yakalanan kişiye ne soracağını bilemez, kişiyi gözaltına alarak hem soruşturma işlemlerinden tamamlanması sağlanır hem de kişinin ifadesi alınır.

Suçüstü hali veya aniden ortaya çıkan bir durum da yoksa devam eden soruşturma kapsamında şüphelinin ifadesine başvurmak gerektiğinde Cumhuriyet savcısının yapmaya yetkili olduğu şey: kişiyi davet etmek, davet üzerine gelmezse zorla getirmek veya tutuklanması gerektiren bir durum söz konusu ise ve davetten haberi olduğunda kişinin kaçacağı düşünülüyor ise kaçmasına fırsat vermemek için zorla getirmek;  nerede olduğu bilinmediği için zorla getirme imkanı yok ise 98.maddeye göre Sulh ceza hakimine yakalama emri düzenlemesini talep etmektir.

Davet etmenin, zorla getirmenin ve yakalama emri üzerine yakalatmanın ortak

noktası kişinin doğrudan doğruya kendisini çağıran Cumhuriyet savcısının önüne çıkarılmasıdır, bu üç durumda da 91.maddede düzenlenen gözaltı tedbirinin uygulanması söz konusu değildir. Ortada delilleri toplanmış, fakat henüz şüphelinin ifadesi alınmamış  devam etmekte olan bir soruşturma olduğu için gözaltı tedbirinin uygulanmasına ihtiyaç da yoktur.

Zorla getirilen kişi Cumhuriyet savcısınca ifadesi alınıp serbest bırakılana ya da Cumhuriyet savcısınca ifadesi alınıp hakim karşısında sorgusu yapılana özgürlüğü kısıtlanmıştır.

Uygulamada bu kurumlar oldukça yanlış uygulanır. Örneğin: kişinin konutu aranır, ardından şartları oluşmadığı halde gözaltı kararı verilir. Oysa kanuna göre yapılması gereken: kişinin konutunun aranırken oradan bulunmasına imkan vermek ve ardından zorla getirmektir.

Yapılması gereken: Arama + zorla getirme
Uygulamada olan: Arama + 90.maddeye göre şartları oluşmadığı halde 91.maddeye göre gözaltı kararı verilir. Bu durumda kişinin toplu işlerde dört güne kadar hürriyetinden mahrum bırakılması söz konusudur.

Hiçbir kamusal makamın kanundan almadığı yetkiyi kullanması söz konusu olmaz. Gözaltını düzenleyen maddenin doğru uygulanabilmesi 90.maddedeki şartların çok iyi anlaşılması gerekir.

Gözaltı Madde 91 –

(1) İkinci cümle:

Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmidört saati geçemez.(Ek cümle: 25/5/2005 – 5353/8 md.) Yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre oniki saatten fazla olamaz.

Gözaltı

Gözaltı

Gözaltı süresi yakalama anından itibaren başlar. En yakın hakim veya mahkemeye götürülemsi için gerekli olan yol süresi hariç gözaltı süresi 24 saati geçemez.

Sulh ceza hakiminin önüne çıkarılana kadar bu süre devam eder. Sulh ceza hakiminin önüne ancak tutuklanması veya adli kontrol altına alınması talep edilirse çıkarılır, bu iki durum dışında şüphelinin soruşturma evresinde Sulh ceza hakimi tarafından sorgulanmasını gerektirecek hukuki neden yoktur. 24 saatlik süre içinde varsa soruşturma işlemlerinin tamamlanması ve aynı zamanda şüphelinin ifadesinin Cumhuriyet savcısı tarafından alınması gerekir. Kollukta ifadesi alınırken de gözaltı süresi işlemeye devam eder.  24 saatlik süre sona erdiğinde kişi ifadesinin alınması için bile gözaltında tutulamaz.

Azami yol süresi 12 saattir. Yol süresinin ne kadar olacağı bilinemeyeceğinden somut olaya göre belirlenmelidir, kanun yol süresinin uzatılması sonucunda 24 saatlik gözaltı süresinin de fiilen uzatılarak kötüye kullanımını engellemek amacıyla yol süresinin en fazla 12 saat olabileceğini düzenlemiştir. 12 saatten daha uzun yol süresinin belirlenmesi mümkün değildir. Gözaltı süresi yol süresi ile birlikte 36 saate çıkmaz 24 saat gözaltı süresi + 12 saati geçmeyecek şekilde yol süresi azami süredir.

(2) Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır.

İkinci fıkra 2014 yılında 6526 sayılı kanun ile değişiklik sonucu bu hali aldı, daha önce bir suçu işlediğin, gösterecek emarelerin varlığına bağlıdır yazıyordu, bu açıdan 90.maddede düzenlenen yakalama koşulu ile 91.maddede düzenlenen gözaltına alma koşulu arasında bir farklılık vardı yani yakalanması, gözaltına alınmasından kanunen daha sıkı koşula bağlanmıştı, bu tutarsızlığın ortadan kaldırılması için kanunun yürürlüğe girmesinden yaklaşık 9 yıl sonra ikinci fıkrada değişiklik yapıldı.

İkinci fıkraya göre gözaltına almanın koşulu:

Soruşturma yönünden zorunlu olması                   ve

Kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığıdır

Ceza Muhakemesindeki tedbirlerin amacı kişiyi zor duruma düşürmek, kişiye gözdağı vermek değildir; bu tedbirler, ceza muhakemesinin amacına uygun olarak kullanılmalıdır.

…..

(3) Toplu olarak işlenen suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle; Cumhuriyet savcısı gözaltı süresinin, her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir. Gözaltı süresinin uzatılması emri gözaltına alınana derhâl tebliğ edilir.
Tanımlar Madde 2 –

(1) Bu Kanunun uygulanmasında;

k) Toplu suç: Aralarında iştirak iradesi bulunmasa da üç veya daha fazla kişi tarafından işlenen suçu,, İfade eder.

Sadece suçun toplu olarak işlenmesi yetmez aynı delillerin toplanmasında güçlük olmalı veya şüpheli sayısının çokluğu söz konusu olamalıdr. Uzatma her seferinde bir günü geçmemek şartı ile en fazla üç gün için yapılabilir. Yol süresi hariç toplam azami dört günlük gözaltı süresi öngörülmüştür

(4) (Ek: 27/3/2015-6638/13 md.) Suçüstü hâlleriyle sınırlı olmak kaydıyla; kişi hakkında aşağıdaki bentlerde belirtilen suçlarda mülki amirlerce belirlenecek kolluk amirleri tarafından yirmi dört saate kadar, şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylar sırasında ve toplu olarak işlenen suçlarda kırk sekiz saate kadar gözaltına alınma kararı verilebilir.

Gözaltına alma nedeninin ortadan kalkması hâlinde veya işlemlerin tamamlanması üzerine derhâl ve her hâlde en geç yukarıda belirtilen sürelerin sonunda Cumhuriyet savcısına, yapılan işlemler hakkında bilgi verilerek talimatı doğrultusunda hareket edilir. Kişi serbest bırakılmazsa yukarıdaki fıkralara göre işlem yapılır. Ancak kişi en geç kırk sekiz saat, toplu olarak işlenen suçlarda dört gün içinde hâkim önüne çıkarılır. Bu fıkra kapsamında kolluk tarafından gözaltına alınan kişiler hakkında da gözaltına ilişkin hükümler uygulanır.

a) Toplumsal olaylar sırasında işlenen cebir ve şiddet içeren suçlar.

b) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan; 1. Kasten öldürme (madde 81, 82), taksirle öldürme (madde 85),2. Kasten yaralama (madde 86, 87), 3. Cinsel saldırı (madde 102), 4. Çocukların cinsel istismarı (madde 103), 5. Hırsızlık (madde 141, 142), 6. Yağma (madde 148, 149), 7. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188), 8. Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma (madde 195), 9. Fuhuş (madde 227), 10. Kötü muamele (madde 232),

c) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda yer alan suçlar.

d) 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 33 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen suçlar.

e) 10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununa dayanılarak ilan edilen sokağa çıkma yasağını ihlal etme.

f) 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 3 üncü maddesinde belirtilen suçlar.

2015 yılında 6638 sayılı yasa ile dördüncü fıkra eklenmiştir. Aradan geçen 6 yıla rağmen bu fıkranın ne amaçla kanuna konulduğunun anlaşılması mümkün olmamıştır, maddenin herhangi bir hukuki gerekçe ile izah edilmesi mümkün değildir. Suç üstü hali ile sınırlandığına göre ortada işlenmiş veya işlenmekte olan bir suç vardır. Hangi suçların olabileceği fıkrada sayılmıştır.

Cumhuriyet savcısının yetkisi suç sonrası başlar, savcıların kamu düzenini sağlamak, suçları önlemek amacı yoktur. Suçun işlenmesini önleme, toplumda düzeni koruma görevi idareye aittir, idari de bu görevi mülki idare amirleri ve idari kolluk vasıtasıyla yerine getirir. Suç önlenemeyip işlendiğinde Cumhuriyet savcısının soruşturma başlatma görevi başlar. Cumhuriyet savcısı, özellikle suçüstü hali söz konusu ise delilleri toplar, şüpheli veya şüphelilerle ilgili işlemleri başlatır. Kolluğa suçüstü halinde yakalayın diyebilir veya kolluk resen yakalayıp durumu Cumhuriyet savcısına bildirir. ,

Bu fıkra uyarınca mülki idare amirine bağlı kolluk yani <görevi, yetkisi, işlevi suçun işlenmesini önlemek olan> idari kolluk tarafından gözaltı kararı verilebilir. İdari gözaltı olmaz, gözaltı her zaman adlidir; gözaltı için adli amaç olmalıdır, idari gözaltı gibi bir durum söz konusu değildir. Kaldı ki fıkradaki koşullar sağlandığında adli amaç evleviyetle gerçekleşmiş olmaktadır, belli ağırlığın üzerinde bir suç işlenmektedir. Kişinin 24 saat hatta belirli hallerde 48 saat gözaltına alınabilmesine karar verilmesi ve bu süre boyunca Cumhuriyet savcısının şüpheliye ulaşılamaması, ifadesini almaması, yeni işlem başlatılmamasının izah edilebilecek hukuki yönü yoktur.

Gözaltı kararının bir nedeni vardır, o da 91/2 de düzenlenmiştir.  Söz konusu fıkradaki şartların oluşup oluşmadığını tespit edebilecek tek kişi soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısıdır.

Gözaltına, gözaltına süresinin uzatılmasına karar vermek

Cumhuriyet savcısının görevidir, Cumhuriyet savcısı dışında başka bir merciin bu görevi yapması mümkün değildir, yapılmasının hukuken anlamı da olmaz. Kanuna göre Cumhuriyet savcısı olmaksızın kolluğun herhangi bir işlem yapması mümkün değildir yalnızca koşulları var ise yakalama işlemini gerçekleştirebilir. Kolluk, gözaltına alamayacağı gibi gözaltı süresince birtakım işlemleri de yapamaz.

Fıkraya göre kolluk gözaltı süresince işlem yaptıktan sonra yapılan işlemleri derhal ve herhalde en geç yukarıdaki yirmi dört ve kırk sekiz saatlik süre içinde Cumhuriyet savcısına bilgi verilerek talimatı doğrultusunda hareket edilir.  Bildirim üzerine Cumhuriyet savcısı kişiyi serbest bırakmaz ise kişi en geç 48 saat, toplu işlenen suçlarda dört gün içinde hakim karşısına çıkarılır. Kanun burada toplu işlenen suçlar dışında kalan suçlar için 24 saatlik süreyi 48 saate kadar uzatmıştır, dört günlük süre değişmemiştir ancak bu sürenin ilk 48 saati idari gözaltı olarak geçirilebilecektir.

(5) Yakalama işlemine, gözaltına alma ve gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin Cumhuriyet savcısının yazılı emrine karşı, yakalanan kişi, müdafii veya kanunî temsilcisi, eşi ya da birinci veya ikinci derecede kan hısımı, hemen serbest bırakılmayı sağlamak için sulh ceza hâkimine başvurabilir. Sulh ceza hâkimi incelemeyi evrak üzerinde yaparak derhâl ve nihayet yirmidört saat dolmadan başvuruyu sonuçlandırır. Yakalamanın veya gözaltına alma veya gözaltı süresini uzatmanın yerinde olduğu kanısına varılırsa başvuru reddedilir ya da yakalananın derhâl soruşturma evrakı ile Cumhuriyet Savcılığında hazır bulundurulmasına karar verilir.

90/4’e geri döndüğümüzde kişiye kanuni haklarının bildirilmesi gerekir denmiştir, peki bu haklar nedir? Yakınlarına haber verme hakkı olabilir bunun dışındaki haklar 91/5’te düzenlenir.

Kişinin can ve ırz  güvenliğini temin etmeyi amaçlayan temel bir haktır. Bu haktan yararlanmak için kişinin yakalanmış veya gözaltına alınmış olması yeterlidir. Yani yakalamanın veya gözaltının hukuka aykırılığı gerekçesiyle, gözaltı süresinin uzatılması işleminin hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile Sulh ceza hakimine başvurulması mümkündür. Amaç işlemin hukuka uygunluğunun denetlenmesini sağlayarak işlem hukuka aykırı ise son verilmesini istemek ve böylece yalanan- gözaltına alınan kişinin durumundan bir hakimin haberdar olmasını sağlamaktır. (Geçmişi Magna Carta’ya kadar dayanır.) Çok önemli bir haktır ve 90/4’ e göre kişiye hatırlatılması gereken hakların başında gelir. Kişiye bu hakların mutlaka hatırlatılması sadece kanunda yazılı olması yeterli değildir. Bu işlemlere maruz kalan kimsenin hangi hakka sahip olduğunu bilmez veya bilmeyebilir, dolayısıyla kişiye hakkı bildirilerek bu haktan yararlanmasına imkan tanınması gerekir aksi takdirde yapılan işlem hukuka aykırı olur.

Yapılan başvurunun da amacına ulaşabilmesi için kısa sürede sonuçlandırılması gerekir bu yüzden de Sulh ceza hakimi başvuruyu evrak üzerinden inceler, tarafları dinlemez ve en geç yirmidört saatte başvuruyu sonuçlandırır.

Sulh ceza hakimi yapılan yakalama, gözaltı veya gözaltı süresinin uzatılması işleminin yerinde olduğu kanısına varırsa yapabileceği iki şey vardır:

Başvuruyu reddetme

Yakalananın derhal soruşturma evrakı ile Cumhuriyet savcılığında hazır

bulundurulmasına karar verme

Yani yapılan işlem hukuka uygundur ancak artık gözaltında bulundurulmasına ihtiyaç kalmamıştır bir an önce Cumhuriyet savcısının ifade almasını ve sürecin devam etmesini istenmektedir. Sulh ceza hakimi kişinin henüz ifadesi alınmadığı ve kendisinin serbest bırakması durumunda ifadesinin alınmamasının oldukça zor olacağını bildiği için kendisi derhal serbest bırakmayıp Cumhuriyet savcılığına gönderilir. Cumhuriyet savcılığında ifadesi alınan kişi serbest bırakılır veya koşulları var ise tutuklamaya veya adli kontrol altına alınmasına karar verilir.

Sulh ceza hakimi yapılan başvurunun haklı olduğuna diğer bir

deyişle yakalamanın, gözaltına almanın, gözaltı süresinin uzatılmasının hukuka uygun olmadığına karar verirse başvuruyu kabul eder, başvurunun kabul edilmesi ile kişinin derhal serbest bırakılması gerekir, 91/6 da ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

(6) Gözaltı süresinin dolması veya sulh ceza hâkiminin kararı üzerine serbest bırakılan kişi hakkında yakalamaya neden olan fiille ilgili yeni ve yeterli delil elde edilmedikçe ve Cumhuriyet savcısının kararı olmadıkça bir daha aynı nedenle yakalama işlemi uygulanamaz.
(7) Gözaltına alınan kişi bırakılmazsa, en geç bu süreler sonunda sulh ceza hâkimi önüne çıkarılıp sorguya çekilir. Sorguda müdafii de hazır bulunur.

Altıncı fıkra uyarınca; Aynı işlem aynı nedene dayanılarak tekrarlanamaz.

Sorgunun iki amacı vardır ya tutuklanması ya da adli kontrol altına alınması talep edilmiştir her iki durumda önce sorgulanması sonrasında müdafiinin dinlenmesi gerekir.  Kanunda tutuklamanın yüze karşı yapılacağı yoksa bir müdafii atanacağı açıkça düzenlenmiş olmasına rağmen adli kontrol için aynı yönde bir düzenleme getirilmemiştir. kıyasen adli kontrol tedbirinin yüze karşı verilmesi gerektiği sonucuna ulaşmak gerekir. Tutuklama ile aynı şartlara tabi olan tutuklamada olduğu kuvvetli suç şüphesinin varlığını gerektiren adli kontrol tedbirinin kişiye kendini savunma imkanı vermeden hükmedilmesi kabul edilemez

Yakalama Emri Üzerine Yakalama

Yakalamanın iki ayrı türü vardır:

90.maddedeki genel yakalama diğer bir deyişle yakalama emri olmaksızın ile

98.maddede düzenlenen yakalama emri üzerine yakalama

Daha önce kanunda yer almayan yakalama emri üzerine yakalamaya neden ihtiyaç duyuldu? Bu kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte gıyabi tutuklamaya son verildi, eskiden 2005 öncesi yürürlükte olan kanunda şüpheli veya sanığın varsa müdafiisi dinlenerek tutuklanmasına karar verilebiliyordu. Bunun temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasına yarattığı sakınca nedeniyle kanun gıyabi tutuklamayı kaldırdı. Mevcut düzenlemeye göre yurtdışında yaşayan kaçak sanıklar dışında herhangi birinin gıyabi yakalanmasına izin verilemez.

Bu değişiklik olumlu olmakla beraber bir kurumun ortadan kalkması o kurumun işlevinin de ortadan kalkması anlamına gelmeyeceğinden işlevin yerine getirilmesi için ihtiyaç duyulan boşluğun doldurulması gerekir. Gıyabi tutuklamanın bir işlevi de nerede olduğu bilinmeyen sanıkların tutuklanmasının sağlanmasıdır. Bu işlevin yerine getirilmesi için yakalama emri ihdas edildi.

Yakalama emri üzerine yakalama sonucunda kişinin gözaltına alınmasına karar

verilemez. Yakalanan kişi doğrudan doğruya yakalama emri talep eden Cumhuriyet savcısının önüne çıkarılır (?)

Yakalama emri ve nedenleri Madde 98 –

(1) (Değişik: 25/5/2005 – 5353/10 md.) Soruşturma evresinde çağrı üzerine gelmeyen veya çağrı yapılamayan şüpheli hakkında, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından yakalama emri düzenlenebilir. Ayrıca, tutuklama isteminin reddi kararına itiraz halinde, itiraz mercii tarafından da yakalama emri düzenlenebilir.

(2) Yakalanmış iken kolluk görevlisinin elinden kaçan şüpheli veya sanık ya da tutukevi veya ceza infaz kurumundan kaçan tutuklu veya hükümlü hakkında Cumhuriyet savcıları ve kolluk kuvvetleri de yakalama emri düzenleyebilirler.

(3) Kovuşturma evresinde kaçak sanık hakkında yakalama emri re’sen veya Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim veya mahkeme tarafından düzenlenir.

(4) Yakalama emrinde, kişinin açık eşkâli, bilindiğinde kimliği ve yüklenen suç ile yakalandığında nereye gönderileceği gösterilir.

Soruşturma üzerine çağrı üzerine gelmemesi veya çağrı yapılamaması şartının gerçekleşmesi tutuklamanın gerçekleşmesine göre çok daha kolaydır. Yakalama emrini, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının talebi ile Sulh Ceza hakimi düzenler. Kovuşturma evresinde ise kaçak sanık hakkında resen mahkeme tarafından veya yine Cumhuriyet savcısının talebi ile düzenlenir

Zorla getirmeden farkı: Zorla getirme kişinin bulunduğu adresten alınıp belli yere belli gün ve saatte hazır bulunmak üzere getirilmesidir, kişi bu adreste bulunmuyorsa veya zorla getirme anında adresinde yok ise zorla getirme kararı yerine getirilmeden iade edilir.

Zorla getirme kişiye rastgelindiği herhangi bir yerde yakalanmasına imkan veren

bir tedbir değildir, kişi hakkında düzenlenmiş bir yakalama emri var ise kişinin görüldüğü herhangi bir yerde yakalanmasına imkan veren tedbir yakalama emridir.

98.maddeye göre yakalanan kişiye ne yapılacağı kanunun 94.maddesinde düzenlenmiştir.

Yakalanan kişinin mahkemeye götürülmesi Madde 94 – (Değişik:21/2/2014 – 6526/7 md.)

(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen yakalama emri üzerine soruşturma veya kovuşturma evresinde yakalanan kişi, en geç yirmi dört saat içinde yetkili hâkim veya mahkeme önüne çıkarılır.

(2) Yakalanan kişi, en geç yirmi dört saat içinde yetkili hâkim veya mahkeme önüne çıkarılamıyorsa, aynı süre içinde yakalandığı yer adliyesinde, mevcut değil ise en yakın adliyede kurulu sesli ve görüntülü iletişim sisteminin kullanılması suretiyle yetkili hâkim veya mahkeme tarafından bu kişinin sorgusu yapılır veya ifadesi alınır

Burada 91.maddeden (gözaltını düzenleyen madde)  farklı olarak en yakın hakim veya mahkeme önüne değil yetkili hakimin veya mahkemenin karşısına çıkarılması söz konusudur. Yetkili hakim veya mahkeme soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının talebi ile yakalama emrini düzenleyen Sulh ceza hakimi, kovuşturma evresinde  resen veya Cumhuriyet savcısını talebi üzerine yakalama emrini düzenleyen, sanığın yargılandığı davaya bakan mahkemedir.

Yol süresinin de dahil olduğu 24 saatlik süre içinde önce Cumhuriyet savcısı tarafından ifade alınması ardından tutuklama talebi var ise tutuklama talebi ile Sulh ceza hakiminin karşısına çıkarılması gerekir. Yirmidört saat içinde bu işlemlerin yapılabilmesi ülkemiz koşullarında gerçekçi değildi söz konusu işlemlerin tamamlanması 2 – 3 ayı bulabiliyordu. Değişiklikten önce 94/2 de 94/1’ de öngörülen süre içinde işlemlerinin tamamlanmaması durumunda kişinin tutuklanacağı yazıyordu dolayısıyla 94/2, 100.maddeki tutuklama dışında kendine özgü tutuklama nedeniydi. Kişinin isnad edilen suç basit suç olsa dahi sırf ifadeye çağrıldığından haberi olmadığı için 2-3 ay tutuklu kalması uygulamada çok ciddi bir sıkıntı oluşturdu. Bu sıkıntının önüne geçilebilmesi için 2.fıkra yeniden düzenlendi, düzenlemeye göre kişi en geç 24 saat içinde yetkili hakim veya mahkeme önüne çıkarılamıyorsa aynı süre içinde yakalandığı yer adliyesinde mevcut değil ise en yakın adliyede kurulu sesli ve görüntülü iletişim sisteminin kullanılması suretiyle  yetkili hâkim veya mahkeme tarafından bu kişinin sorgusunun yapılacağı veya ifadesinin alınacağı hükme bağlandı. Böylece adına yol tutuklaması denilen ve kişinin keyfi olarak haftalarca hatta aylarca tutuklanmasına yol açan durum, ortadan kaldırılmış oldu. Artık kişinin sistem üzerinden Cumhuriyet savcısı tarafından ifadesi alınıp serbest bırakılır ya da bulunduğu yerdeki Sulh ceza hakiminden tutuklanması talep edilir.

Böylece istenmeyen  sonucun önüne geçilir.

Bize Ulaşın
close slider

0532 517 33 95
Harita