Ceza Hukukunda Yakalama

Ceza Hukukunda Yer Gösterme
Ağustos 12, 2022
Ceza Hukukunda Bedenden Örnek Alma ve Otopsi
Ağustos 19, 2022
Tümünü Oku

Ceza Hukukunda Yakalama

Lawyer working with documents. Justice and law, attorney, concept. Man signing contract papers

Ceza Hukukunda Yakalama, kişi özgürlüğünün geçici olarak ortadan kaldırması bakımından bir koruma tedbiridir. Bu tedbirin amacı, ceza muhakemesinin yapılabilmesini ve kararların infaz edilebilmesini sağlamaktır. Bu yolla delillerin karartılması da engellenmiş olur.

Madde 99 – (1) Gözaltına alınan kişilerin bulundurulacakları nezarethanelerin maddî koşulları, bu kişinin hangi görevlinin sorumluluğuna bırakılacağı, sağlık kontrolünün nasıl yapılacağı, gözaltı işlemlerine ilişkin kayıt ve defterlerin nasıl tutulacağı, gözaltına alınmanın başlangıcında ve bu tedbire son verildiğinde hangi tutanakların tutulacağı ve gözaltına alınan kişiye hangi belgelerin verileceği ile kolluk tarafından gerçekleştirilen yakalama işlemlerinin yürütülmesinde uyulacak kurallar, yönetmelikte gösterilir.

Burada bahsedilen yönetmelik hangi yönetmeliktir? Ceza Hukukunda Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği

Yakalama adli ve idari yakalama

İdari yakalamanın PVSK 13’te sayılan tedbirler olduğu ve idari yakalamadan sonra tutuklamadan değil muhafaza altına almadan bahsedilir ve buna ilişkin hükümler PVSK’te 13’te düzenlenir.

Yakalama, durdurmadan da farklıdır. Geçici durdurma yakalama sayılmaz çünkü kural olarak fiilen denetim altına alma söz konusu değildir. Bununla ilgili hüküm PVSK 4/A’ da yer almaktadır.

Yönetmelik — Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği

Tanımlar

Madde 4

Yakalama: Kamu güvenliğine, kamu düzenine veya kişinin vücut veya hayatına yönelik var olan bir tehlikenin giderilmesi için denetim altına alınması gereken veya suç işlediği yönünde hakkında kuvvetli iz, eser, emare ve delil bulunan kişinin gözaltına veya muhafaza altına alma işlemlerinden önce özgürlüğünün geçici olarak ve fiilen kısıtlanarak denetim altına alınmasını, ifade eder.

Suç işlediğinden şüphe edilen bir kişinin ele geçirilmesi  ve gerekiyorsa

tutuklanması böylece ceza muhakemesinin sağlıklı şekilde yürütülmesini sağlamak  amacı ile

Henüz bir tutuklama kararı verilmeden

Kişinin özgürlüğünden mahrum bırakılmasıdır.

Bir koruma tedbiri olan Yakalama da ancak zorunlu hallerde başvurulabilen ve geçici koruma tedbiridir.

Yakalama sonucunda kişi;

Savcı tarafından serbest bırakılacak veya

Gözaltı kararı alınacak                       veya

Tutuklama kararı alınacak

 

Üç durumda da yakalama tedbiri sona erecektir.

 

AY 19/2: Suçüstü, halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mümkündür.

CMK yakalama şartlarını, yakalayanın herhangi bir kişi olmasına veya kolluk görevlisi olmasına göre farklı düzenlemiştir.

Herkes tarafından yapılabilen yakalama

Herkes tarafından yapılabilen yakalama 90/1’ de düzenlenmiştir.

Suçüstü halinde, suçüstü nedeni ile izlenen kişinin kaçması olasılığının bulunması (burada izlenen kişiden bahsedildiği için kesinti olmayıp izlemenin devam etmesi gerekir ) veya hemen kimliğini belirleme olanağının bulunmaması (bu şart suçüstü tanımına tam olarak girmediği için ayrıca sayılmış)  halinde orantılı olma koşulu ile yapılabilir.

Herkesin yakalama yapabileceği şartlar oluşmuşsa kolluk görevlileri de yakalama yapabilir. Bunun yanında herkesin yakalama yapabilmesi için gereken şartlar oluşmadan da kolluk görevlilerin yakalama yapabilmesini sağlayan şartlar da vardır.

Kolluk görevlilerinin yapacağı yakalama 90/2 ‘ de düzenlenmiştir. (aşağıda anlatılacak)

Yakalama ve yakalanan kişi hakkında yapılacak işlemler Madde 90 –

(1) Aşağıda belirtilen hâllerde, herkes tarafından geçici olarak yakalama yapılabilir:

a) Kişiye suçu işlerken rastlanması.

b) Suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin kaçması olasılığının bulunması veya hemen kimliğini belirleme olanağının bulunmaması.

(2) Kolluk görevlileri, tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde; Cumhuriyet savcısına veya âmirlerine derhâl başvurma olanağı bulunmadığı takdirde, yakalama yetkisine sahiptirler.

(3) Soruşturma ve kovuşturması şikâyete bağlı olmakla birlikte, çocuklara, beden veya akıl hastalığı, malûllük veya güçsüzlükleri nedeniyle kendilerini idareden aciz bulunanlara karşı işlenen suçüstü hallerinde kişinin yakalanması şikâyete bağlı değildir.

(4) (Değişik: 25/5/2005 – 5353/7 md.) Kolluk, yakalandığı sırada kaçmasını, kendisine veya başkalarına zarar vermesini önleyecek tedbirleri aldıktan sonra, yakalanan kişiye kanunî haklarını derhal bildirir.

(5) (Değişik: 25/5/2005 – 5353/7 md.) Birinci fıkraya göre yakalanıp kolluğa teslim edilen veya ikinci fıkra uyarınca görevlilerce yakalanan kişi ve olay hakkında Cumhuriyet savcısına hemen bilgi verilerek, emri doğrultusunda işlem yapılır.

(6) Yakalama emrine konu işlemin yerine getirilmesi nedeniyle yakalama emrinin çıkarılma amacının ortadan kalkması durumunda mahkeme, hâkim veya Cumhuriyet savcısı tarafından yakalama emrinin derhâl iadesi istenir.

90/1 uyarınca herkes tarafından yakalama yapılabilmesi için;

Suçüstü hali söz konusu olacak veya

Suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin kaçma olasılığı bulanacak

Ancak burada suçüstü anı ile izleme anı arasında kesinti bulunmayacak    veya

Hemen kimliğini belirleme olanağı bulunmayacak ( tam olarak suçüstü kavramını karşılamadığı için ek olarak getirilmiş.)

Suçüstü CMK 2 de tanımlanır:

j) Suçüstü:

1. İşlenmekte olan suçu,

2. Henüz işlenmiş olan fiil ile fiilin işlenmesinden hemen sonra kolluk, suçtan zarar gören veya başkaları tarafından takip edilerek yakalanan kişinin işlediği suçu,

3. Fiilin pek az önce işlendiğini gösteren eşya veya delille yakalanan kimsenin işlediği

suçu, ifade eder.

Suçüstü için bir suç olmalı, suç teşebbüs aşamasında olabilir ancak hazırlık işlemlerine başlanmış ise yakalama yapılamaz. Herkes tarafından yapılan yakalama bir hakkın icrasının hukuka uygunluk nedeninin bir görünümüdür. Her hukuka uygunluk nedeninde olduğu gibi burada da sınırın aşılmaması ve müdahalenin mutlaka orantılı olması gerekir. Bu anlamda yapılan yakalama, arama ve el koyma boyutuna kesinlikle ulaşamaz ancak kişinin elinde tehlikeli nesneler var ise bunlar kişiden uzaklaştırılarak muhafaza altına alınabilir.  Herkes tarafından yapılan yakalamada silah kullanılamaz, gerekiyorsa orantılı olmak şartıyla kişinin kollarının bağlanması veya bir yaslanması, bir yere kapatılıp derhal kolluk görevlilerine haber verilmesi mümkün olabilir.

90/5 uyarınca da 90/1’in uygulanabilmesi için kişinin derhal yakalanıp kolluğa teslim edilmesi gerekiyor, teslimin ardından kolluk da hemen Cumhuriyet Savcısına haber verecek ve onun emirleri doğrultusunda işlem yapılacaktır.

Kolluk Mensuplarının Yakalaması

Kolluk mensuplarının yakalamasından bahsedecek olursak; bunlar da herkes gibi Ceza Hukukunda Yakalama yapabilirler bunun yanında 90.maddenin ikinci fıkrası gereğince yakalama yapabilmesi için birtakım şartlar vardır. Kolluk görevlileri için ayrı bir düzenleme yapılmasının sebebi kolluk görevlilerinin herkesten farklı olarak suçüstü dışında da yakalama yapabiliyor olmasıdır. Suçüstü hali dışında, kolluk görevlileri tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısına veya amirine derhal başvurma olanağı bulunmadığı hallerde yakalama yetkisine sahiptirler.

Şimdi birinci fıkrada a ve b bentleri bakımından ve b bendinin veya ile devam eden kısmı bakımından veya söz konusudur yani herkesin yakalama yetkisine sahip olabilmesi için;

Kişiye suç işlenirken rastlanılmalı ya da

Kişinin suçtan kaçma tehlikesi olmalı ya da

Kişinin kimliğinin belirlenememesi tehlikesi bulunmaldır.

İkinci fıkraya göre  kolluk görevlileri tarafından yakalama yapılabilmesi için ise;

Tutuklama kararı ya da yakalama emri düzenlenmesini gerektiren bir sebep olmalı ve

Gecikmesinde sakınca bulunan bir hal olmalı ve

Cumhuriyet savcısı ya da amirlerine başvurma olanağı

bulunmamalıdır.

Şimdi tutuklama kararı veya yakalama kararını gerektiren durumdan kast edilenin ne olduğunu anlamak için tutuklamayı düzenleyen madde 100 ve devamına bakmamız gerekir. Burada düzenlenen şartların bulunması lazım, yakalama için ise 98/2’de öngörülen savcı ya da kolluk amiri tarafından verilebilen yakalama emrine ilişkin şartların bulunması gerekmektedir.

Neden sadece savcı ve kolluk amirine dair şartlardan bahsediyoruz da 98’in tamamını kapsamıyor diye soracak olursak; 98/2’de Cumhuriyet savcısı ve kolluk kuvvetlerinin de yakalama emri düzenlemesinden bahsediliyor. Ve burada bu yakalamayı kolluk görevlileri 90/2’ye göre yakalamayı cumhuriyet savcısı ya da kolluk  amirine derhal ulaşamıyorsa ve gecikmesinde sakınca varsa yapabildiğine göre normal  şartlarda cumhuriyet savcısı ve kolluk amiri tarafından düzenlenen yakalama emrinin koşullarının oluşması durumunda ancak yakalama yapabilirler anlamına gelmektedir.

Yakalama emri ve nedenleri Madde 98 –

(2) Yakalanmış iken kolluk görevlisinin elinden kaçan şüpheli veya sanık ya da tutukevi veya ceza infaz kurumundan kaçan tutuklu veya hükümlü hakkında Cumhuriyet savcıları ve kolluk kuvvetleri de yakalama emri düzenleyebilirler.

O zaman 90/2’ye göre kolluk mensuplarının yakalaması dediğimizde ya bir tutuklama kararı verilmesini gerektiren sebep olacak ya da 98/2 ‘ye göre cumhuriyet savcısı ya da kolluk amirinin yakalama emri verebilecekleri hallerden biri söz konusu olacaktır. çünkü buradaki şartlardan bir tanesi savcı ya da kolluk amirine ulaşamamaktır ulaşılamadığı için onlara verilmiş yetkinin gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kolluk görevlisi de yakalama yapabilecektir.

Gecikmesinde sakınca bulunan hal nedir diye soracak olacak “Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği gecikmesinde sakınca bulunan hali tanımlamıştır.

Tanımlar Madde 4 – Gecikmesinde sakınca bulunan hâl: Derhâl işlem yapılmadığı takdirde suçun iz, eser, emare ve delillerinin kaybolması veya şüphelinin kaçması veya kimliğinin saptanamaması ihtimalinin ortaya çıkması hâlini,  (…) ifade eder.

 

Şimdi bu üç şart bir aradaysa kolluk görevlileri de suçüstü hali dışında yakalama yapabilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur ki, bir kişi sırf ifade vermek için yakalanamaz. Eğer bir kişinin ifadesi alınmak isteniyorsa çağrılır gelmezse zorla getirilir ancak bundan sonra kişiye ulaşılamadığı noktada bir yakalama emri çıkarılır. Burada yakalamadan değil yakalama emrinden bahsediyoruz yoksa Cumhuriyet savcısının bu noktada sırf ifade almak amacıyla git şu kişiyi yakala demesi şeklinde talimatı olamaz. Kural çağrı kağıdıyla çağrılır ve gelmezse de zorla getirilir. Kural olarak bu şekilde uygulanması gerekir.

Ceza Hukukunda Yakalama

Kolluk amiri de herkes gibi yakalama yapabileceği gibi 90/2 uyarınca da yakalama yapabilir. Gecikmesinde sakınca bulunuyorsa, tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren bir durum varsa kolluk görevlileri gibi kolluk amirinin de yakalama yapabilecektir. Ancak Cumhuriyet savcısı kolluk gibi yakalama yapamaz. CMUK’ da buna izin veren bir düzenleme söz konusuyken 5271 sayılı CMK’ ya alınmamıştır.

Şikayete bağlı suçlara istinaden 90/3 farklı bir hüküm getirmiştir.

Yakalama ve yakalanan kişi hakkında yapılacak işlemler Madde 90 –

(3) Soruşturma ve kovuşturması şikâyete bağlı olmakla birlikte, çocuklara, beden veya akıl hastalığı, malûllük veya güçsüzlükleri nedeniyle kendilerini idareden aciz bulunanlara karşı işlenen suçüstü hallerinde kişinin yakalanması şikâyete bağlı değildir.

Bu fıkradan yola çıkarak, şunu söylememiz gerekiyor; Suç şikayete bağlı ise şikayet şartı gerçekleşmeden yakalama yapılması mümkün değildir. Bunun istisnası ise 90/3’te sayılan kişilere karşı işlenen suçların faillerine karşı yakalama yapılabilir. Burada 96. maddeye de bakmak gerekmektedir.

Yakalamanın ilgililere bildirilmesi Madde 96 –

(1) Soruşturma ve kovuşturması şikâyete bağlı olan suç hakkında 90 ıncı maddenin üçüncü fıkrasına göre şikâyetten önce şüpheli yakalanmış olursa şikâyete yetkili olan kimseye ve bunlar birden fazla ise hiç olmazsa birine yakalama bildirilir

 

Neden bu yakalama bildirilir? Şikayet şartının gerçekleşmesi, şikayet şartının yerine getirilmemesine ilişkin sorun oluşmaması ve böylece soruşturma aşamasına devam edilebilmesi için yakalama bildirilir.

Öğretide de herkes tarafından yakalamada da şikayet şartına bakılması gerektiği söylenir. Ancak o anda fiilin nitelendirilmesi ve fiilin şikayete tabi olup olmadığının kolaylıkla herkes tarafından değerlendirilmesi mümkün olmayacağı için  bir hata söz konusu olacak olursa hataya ilişkin kurallar uygulanacak deniyor. Ancak bu noktada bir hata varsa aslında herkes tarafından yapılan yakalamada şikayete tabi suçlarda yakalama kararına genişçe bir istisna getirilmiş olur. Bu durumda hiç kuşkusuz esaslı bir hata olarak nitelendirilmesi mümkün olabilecektir.

Bu iki tür yapılan yakalamanın sonuçlarından bahsedecek olursak 90/4 ve 5’e bakmamız gerekmektedir.

Yakalama ve yakalanan kişi hakkında yapılacak işlemler Madde 90 –

(4) Kolluk, yakalandığı sırada kaçmasını, kendisine veya başkalarına zarar vermesini önleyecek tedbirleri aldıktan sonra, yakalanan kişiye kanunî haklarını derhal bildirir

Yakalama ve yakalanan kişi hakkında yapılacak işlemler Madde 90 –

(5) Birinci fıkraya göre yakalanıp kolluğa teslim edilen veya ikinci fıkra uyarınca görevlilerce yakalanan kişi ve olay hakkında Cumhuriyet savcısına hemen bilgi verilerek, emri doğrultusunda işlem yapılır.

97.maddede ise yakalama tutanağı düzenlenmiştir.

Yakalama tutanağı Madde 97 –

(1) Yakalama işlemi bir tutanağa bağlanır. Bu tutanağa yakalananın, hangi suç nedeniyle, hangi koşullarda, hangi yer ve zamanda yakalandığı, yakalamayı kimlerin yaptığı, hangi kolluk mensubunca tespit edildiği, haklarının tam olarak anlatıldığı açıkça yazılır.

Doktrinde hangi kolluk mensubunca tespit edildiğinin ve neyin tespit edildiğinin belirsiz olduğu söylenmiş. Ancak bu doğru değildir maddede söylenen; yakalama tutanağın  hangi kolluk mensubu tarafından düzenlediğininin belirtilmesidir. Yakalama tutanağı düzenlenir ve bu tutanakla birlikte YGAİAY madde 6’ya göre yakalama ve gözaltına alma ve şüpheli ve sanık hakları formu da düzenlenerek imzalı bir şekilde kişiye verilir. Uygulamada kişiye haklarının hatırlatılması formun kişiye okutulması ve altının imzalatılması ile sınırlı kalsa da kişiye bütün haklarının, yakalama sebebinin, hakkındaki iddiaların ne olduğunun susma hakkının olduğunun müdafi yardımından yararlanma hakkının olduğunun, işlemlere itiraz edebileceği ve diğer bütün haklarının kendisine hatırlatılması gerekir. Yönetmelikte de söz konusu gereklilik açıkça düzenlenmiş. Bu hatırlatma  yapılmadan yapılan işlemler bakımından hukuka aykırı elde edilmiş delil olması gündeme gelebilecektir. Aynı zamanda tabi ki bu hakların hatırlamaması temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması ve dolayısıyla ihlaline yol açacaktır.

  1. maddeye bakarsak;
Yakalanan veya tutuklanan kişilerin nakli Madde 93 –

(1) Yakalanan veya tutuklanarak bir yerden diğer bir yere nakledilen kişilere, kaçacaklarına ya da kendisi veya başkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımından tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilerin varlığı hâllerinde kelepçe takılabilir.

Kural olarak çocuklara kelepçe takılmaz ancak yönetmelikteki düzenleme uyarınca  zorunlu haller var ise gerekli tedbirler alınır, gerekli tedbirlerin alınması ifadesi kelepçe takılabileceği yönünde yorumlanmaya açık olduğu için eleştirilir. Kelepçe takılmasının yasak olduğu esas olduğuna göre gerekli tedbirlerin alınmasını birden çok görevlinin çocuğun koluna girerek kaçmasını önlemek şeklinde anlamak gerekmektedir.

  1. maddeye bakalım:
Yakalanan veya gözaltına alınanın durumunun yakınlarına bildirilmesi Madde 95 –

(1) Şüpheli veya sanık yakalandığında, gözaltına alındığında veya gözaltı süresi uzatıldığında, Cumhuriyet savcısının emriyle bir yakınına veya belirlediği bir kişiye gecikmeksizin haber verilir.

(2) Yakalanan veya gözaltına alınan yabancı ise, yazılı olarak karşı çıkmaması halinde, durumu, vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirilir.

Bildirimin yapılması oldukça önemlidir, kişinin dışarıdaki bir yakınına bilgi vermesi yakınlarının kişinin hayatından endişe etmesi ihtimalini önlemektedir.

Burada dikkat edilmesi gereken husus bildirimin her aşamada ayrı ayrı yapılmasıdır: Yakalandığında, gözaltına alındığında, gözaltı süresi uzatıldığında yakınlara ayrı ayrı bildirilmelidir. Kolluk artık bu noktadan sonra, savcının ya da mahkemenin – burada mahkeme diyorum çünkü burada yakalama emri düzenlenmesi halini de kapsayacak şekilde anlaşılmalıdır – emri olmaksızın yakalanan kişiyi bırakamaz.

CMK nın yürürlüğe girmeyen halinde yakalanan kişinin derhal evrakıyla beraber Cumhuriyet savcısına götürülmesi düzenleniyordu. Bu düzenleme artık mevcut değil değil, mevcut düzenleme yakalanan kişinin derhal Cumhuriyet savcısına haber verileceği şeklindedir. Haber verilmesi üzerine Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda işlem yapılacaktır.

Yakalama süresi bu maddede gösterilmemiş ancak yakalama süresi, gözaltı süresine dahildir, gözaltı süresinin başlangıcı yakalamadan başlar. Bundan dolayı gözaltı süresi, yakalama süresinden işlemiş olacak ve kural olarak azami 24 saatlik bir süre olacaktır.

Bize Ulaşın
close slider

0532 517 33 95
Harita