Dikkat: Yer gösterme olay yeri incelemesinden farklıdır.
Yer gösterme Madde 85 – (Değişik: 25/5/2005 – 5353/6 md.) (1) Cumhuriyet savcısı, kendisine yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmuş olan şüpheliye yer gösterme işlemi yaptırabilir. 250 nci maddenin birinci fıkrası kapsamına giren suçlar söz konusu olduğunda, adli kolluk amiri de yer gösterme işlemi yaptırmaya yetkilidir. (2) Soruşturmayı geciktirmemek kaydıyla, müdafi de yer gösterme işlemi sırasında hazır bulunabilir. (3) Yer gösterme işlemi, 169 uncu maddeye uygun olarak tutanağa bağlanır. |
Yer gösterme kanunun ilk halinde keşfe ilişkin hükümlerle birlikte düzenlenmişti ancak sonradan 85.madde ayrıca düzenlendi.
olarak ifade alma işlemi olduğunu söyleyemeyiz çünkü ;
ifade alma işlemi olsaydı;
etmezse hükme esas alınması mümkün olmazdı
savcısı tarafından ifade alınabilir ancak burada yer gösterme işleminin adli kolluk tarafından da yaptırılabileceği düzenlenmiştir.
mümkün değildir.
gerekmez Örneğin tutuklama kararı, arama kararı. Oysa yer gösterme işleminin kişiye zorla yaptırılması mümkün değildir. Kişinin öncelikle ifade vermeyi kabul edip ifade vermesi , ifadesinde bir yerden bahsetmiş olması ve sonrasında da susma hakkını kullanmayarak gönülü olarak beyanda bulunup yeri göstermesi gerekir.
olduğu söylenebilir.
Yer Gösterme işlemi için:
Yer gösterme:
Soruşturmayı geciktirmemek kaydıyla, müdafi de yer gösterme işlemi sırasında hazır bulunabilir Böyle bir düzenleme olmasa da şüpheli yer gösterme işleminde müdafii yardımından yararlanmak istediğini belirtmiş ise müdafiinin beklenmesi zorunludur.
250 nci maddenin birinci fıkrası kapsamına giren suçlar söz konusu olduğunda, adli kolluk amiri de yer gösterme işlemi yaptırmaya yetkilidir.
250 nci maddenin birinci fıkrası kapsamına giren suçlar şuan mülga edilmiş, mülga edilmeden önceden de kanun koyucunun daha ağır gördüğü suçlarda adli kolluk amirinin yer göstermeye yetkili olduğu eleştiriliyordu.
Terörle Mücadele Kanunu geçici madde 14/6’da belirtilen suçlar bakımından yer göstermenin adli kolluk tarafından da yapılacağı düzenlenmiştir ancak bu düzenleme eleştiriye oldukça açıktır.
Daha ağır görülen suçlar bakımından neden Cumhuriyet savcısının tek yetkili olmayıp adli kolluk amirine de bu yetkinin verilmiş olduğunu, özellikle uygulamada 85/2’nin yorumlanması ile müdafii olmadan da bu işlemlerin yapılabileceği sonucuna varıldığını anlamak güçtür ve son derece tehlikeli bir düzenleme halini alabilir.