Ceza Hukukunda Koruma Tedbirleri

Ceza Hukukunda Keşif
Şubat 17, 2022
Ceza Hukukunda Deliller, Tanık, Yalancı Tanıklık
Şubat 17, 2022
Tümünü Oku

Ceza Hukukunda Koruma Tedbirleri

Koruma Tedbirleri

Koruma tedbirlerinin önemi temel hak ve özgürlükleri kısıtlamasından, sınırlamasından kaynaklanır. Bununla birlikte koruma tedbirleri kanunilik ilkesinin en sıkı şekilde uygulandığı alanı oluşturur.

Muhakemenin amacına ulaşılması için birtakım tedbirler alınır, tedbir alınmaz ise ya delillerin toplanıp saklanması ya da muhakeme sonucu hükmedilen cezanın infazı mümkün olmaz. Çünkü muhakemenin bir amacı da işlenmiş bir suçu cezalandırmaktır. Failin cezalandırılması mümkün olmadığında; sanık öldüğünde, suç zamanaşımına veya affa uğradığında suç verilse dahi dosya üzerinden cezalandırmak mümkün olmadığından muhakemeye devam edilemez. Dolayısıyla usul ekonomisi gereği işlemlerin sürdürülmesi anlamsız hale gelir. Bu nedenlerle muhakemede verilen hükmün yerine getirilmesini sağlayacak birtakım tedbirlere ihtiyaç duyulur.

Koruma tedbirlerinden maksat, ceza muhakemesinin gecikmeksizin yapılabilmesini, uyuşmazlığın konusunu oluşturan somut olaya uygun bir karar verilebilmesini ve verilen kararın uygulanabilmesini sağlamaya yönelik tedbirlerdir.

Ceza hukukunda tedbir deyince aklımıza güvenlik tedbirleri de gelebilir. Güvenlik tedbirleri cezanın yanında failin işlediği suç nedeniyle açığa çıkan sosyal tehlikeliliğini bertaraf etmeye yönelik tedbirlerdir. Koruma tedbirlerinin ise güvenlik tedbirlerinden temel birtakım farkları vardır. En başta hukuki nitelikleri birbirinden farklıdır.

Pozitif hukuk okulunun ceza hukukuna kazandırdığı  güvenlik tedbiri kişinin yeniden suç işlemesini önleme amacı güder. Bu amacını da ya verilen cezanın yanında güvenlik tedbirinin de alınması ile ya da sadece güvenlik tedbirinin alınması ile sağlamaya çalışır.

Koruma tedbirleri ise ceza ile ilgili değildir çünkü amaç kişiye ne yaptığını ödetmek ne de suç işlemesini önlemektir. Koruma tedbirlerinin amacı muhakemede önüne geçilmek istenen bir an evvel tedbir alınmasını gerektiren birtakım tehlikelere engel olarak muhakemenin kendi amacına ulaşmasını sağlamaktır

Koruma tedbirlerinin uygulanması haklı görülmelidir/haklı görünüş, orantılı/ölçülü ve geçici olmalıdır

Koruma Tedbirlerinin Özellikleri

  • Koruma tedbirlerinin uygulanması haklı görülmelidir.

Şartların oluştuğu konusunda haklı bir görünüm olmalıdır. Tedbirin alınması için gereken şartların oluştuğunun haklı olması aranmaz çünkü tedbirin uygulanmasının haklı olduğuna ancak sonuca varıldığında anlayabiliriz.

Örneğin arama, adli kontrol veya tutuklama tedbirinin tedbir alınmasının haklı olduğu durumlarda alınacağı söylenir ise arama sonucunda suçlu, suç delili bulunamadığında veya tutuklanan kişi suçsuz bulunduğunda uygulanan koruma tedbiri haksız hale gelmiş olur. Uygulanan tedbirin haklı veya haksız olduğunu ancak iş işten geçtikten sonra anlarsınız fakat muhakemede önüne geçilmek istenen tehlike yakın bir tehlike olduğu için haklı olması arandığında o tehlike çoktan gerçekleşmiş olacaktır. O tedbirin haklı olup olmadığının anlaşılması için beklenmesi muhakemenin amacını gerçekleştirmeyi tehlikeye düşürebilmektir.

Bundan dolayı haklı görünüş ile yetinilmesi bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Yani tedbire başvurulması için esas olan haklılığı değil haklı görünüşü aramaktır. Örneğin;

  • Arama kararı için makul şüphenin bulunması yeterlidir. Arama yapılmasına rağmen

hiçbir suç deliline ulaşılamamış olabilir, ulaşılamamış olması yapılan aramayı hukuka aykırı hale getirmez.

  • Tutuklama kararı için kuvvetli suç şüphesinin varlığı aranır, makul şüphe ile

yetinilmez. Çünkü tutuklama kararı, aramaya göre özgürlüğü çok daha sınırlayıcı bir karardır. Kuvvetli suç şüphesi bulunmasına rağmen ortaya çıkan yeni deliller sanığın suçsuz olduğunu veya suçunun sabit olmadığını gösterebilir bu durumda beraat kararı verilir. Beraat kararının verilmesi kanunun aradığı koşullara uygun olarak verilmiş olan tutuklama kararının hukuka aykırı olduğu anlamına gelmez.

Sonuç olarak koruma tedbirinin haklı olmasını aramayıp haklı görülmesi ile yetiniyoruz.

  • Koruma tedbirleri ölçülü olmalıdır.

Kişinin temel hak ve özgürlüklerini az veya çok olarak sınırlandırmayan koruma tedbiri yoktur. Örneğin arama konut dokunulmazlığının ihlalidir, el koyma kararı mülkiyet hakkının sınırlandırılmasıdır, tutuklama kişi hürriyetinin ortadan kaldırılmasıdır, iletişimin denetlenmesi kişinin özel hayatının gizliliğinin ihlal edilmesidir, adli kontrol seyahat hürriyetinin büyük ölçüde ortadan kaldırılmasıdır. Bütün bu tedbirler anayasa ve yasalarla güvence altına alınmış temel kişi hak ve özgürlükleri sınırlandırmaktadır.

Dolayısıyla kişi üzerinde bu kadar sonuç doğuran tedbirlerin ölçülü şekilde uygulanması gerekmektedir. Hukuk devletinde kamusal yetkilerin hiçbir şekilde keyfi olarak kullanılması beklenemez çünkü bu yetkiler kişiye özgü olarak tanınmamıştır.

Örneğin soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısının yürüttüğü soruşturma ilişkin bir amacı olmaksızın keyfi olarak koruma tedbirlerini uygulaması mümkün değildir.

Koruma tedbirlerinde güvenlik tedbirlerinden farklı olarak yakın bir tehlikenin varlığı aranır.

Hırsızlık suçunu işleyen kişinin madde bağımlısı da olduğu tespit ediliyor ise işlenen suçun cezasını vermenin yanında birtakım tedbirlerin verilmesine de karar verebilir, örneğin madde bağımlılığından kurtulması için tedavi etmeye zorlar; bu bir güvenlik tedbiridir ve güvenlik tedbirlerinin uygulanmasında acele yoktur, ceza verildikten sonra gerekli görülürse sonradan güvenlik tedbirleri de uygulanır. Fakat koruma tedbirlerinde yakın bir tehlike vardır; tedbir alınmadığında suç delillerinin yok edilmesi, suçlunun kaçması gibi riskler vardır.

Koruma tedbirlerinin haklı görünmesinin yanı sıra önüne geçilmek istenen yakın tehlike ile tedbirin ölçülü olması gerekir. Koruma tedbirleri açısından kanun orantılı olmasını aramıştır, hem her bir koruma tedbiri açısından bunu söylemektedir hem de genel ilkelerden bu husus anlaşılmaktadır.

Şimdi burada bir yanda muhakemenin amaca ulaşması için alınması gereken tedbirler öte yandan da kişinin temel hak ve özgürlüklerinin kısıtlanması söz konusudur.

Kanundaki cezanın hapis cezasının gerektirmediği ya da çok az hapis cezasını gerektirdiği hallerde tutuklu geçirilecek süre verilecek cezadan mahsup edilemeyeceği için  kişiyi tutuklu yargılamak orantısız olacaktır. Kanun bunlarla ilgili belirli tutuklama yasakları öngörmüştür. Bunun yanında tutuklamayı gerektirmeyen ancak bir koruma tedbirinin uygulanması gereken hallerde kişi özgürlüğünü daha az sınırlandırmak amacıyla adli kontrol kararı alınabilir.

Kanun bazı koruma tedbirlerini belirli suçlara özgülemiştir. Örneğin iletişimin denetlenmesi şeklindeki tedbirin her suç açısından uygulanması uygun görülmeyip ancak belirli ağırlığı olan suçlar için öngörmüştür. Burada orantılılık ilkesi ile ilgili yapılan düzenlemeler söz konusudur.

  • Koruma tedbirlerinin geçici olmalıdır.

Koruma tedbirlerinin amacı hiçbir zaman cezaların amacı ile karıştırılmamalıdır. Koruma tedbirlerinin kişiye yaptığını ödetme, kişiye acı çektirme amacı yoktur;  kişiye yaptığını ödeten cezadır. Bu kurala uyulmadan birtakım tedbirlerin ölçüsüz uygulanması bu tedbirlerin adeta bir ceza gibi uygulanmasını akla getirmekte ve eleştirilmektedir. Tedbirlerin geçici olmasına örnek olarak kişi delillerin karartılması riski olduğu için tutuklandığında deliller toplanıp karartılma riski ortadan kalktığında tedbirlerin de işlevsiz kalması söz konusudur.

Kanun kimi tedbirleri belli süre ile kimi tedbirleri muhakemenin bir evresi ile sınırlandırmıştır. Kimi tedbilerin belli aralıklarla gözden geçirilmesi aranmıştır. Örneğin;

  • Tutuklama kararı verilince en geç otuzar günlük periyotlar ile baştaki tutukluluk

kararına neden olan koşulların devam edip etmediği dolayısıyla da tutukluluk halinin devamının gerekliliğinin incelenmesidir. (Tutukluluk gözden geçirme, sulh ceza hakimi tarafından yapılır)

  • İletişimin denetlenmesi bir kere verilir ancak süreye bağlı olarak verilir, süre

sonunda tedbir kaldırılmalıdır ancak ihtiyaç var ise kanundaki süreye bağlı olarak tedbir yenilenebilmektedir. Bu da geçici olma özelliğinin yansımasıdır.

Bize Ulaşın
close slider

0532 517 33 95
Harita