Ceza Hukukunda Bilirkişinin Cezai Sorumluluğu

Ceza Hukukunda Belge Delili ve Bilirkişi
Şubat 14, 2022
Hangi Davalar Ticari Dava Sayılır?
Şubat 15, 2022
Tümünü Oku

Ceza Hukukunda Bilirkişinin Cezai Sorumluluğu

Bilirkişi Sorumluluğu

Hukuki, cezai sorumluluğu var:

Hukuki sorumluluk açısından; eskiden net değildi HMK ile netleşti, devlet aleyhine adli yargıda dava açılması söz konusu olur
Cezai sorumluluk; bilirkişi kamu görevlisi sayıldığından TCK’ da sayılan kamu görevlilerin işleyebileceği suçlardan sorumludur.

 

Bilirkişi raporu, uzman mütalaası Madde 67 – (1) İncelemeleri sona erdiğinde bilirkişi yaptığı işlemleri ve vardığı sonuçları açıklayan bir raporu, kendisinden istenen incelemeleri yaptığını ayrıca belirterek, imzalayıp ilgili mercie verir veya gönderir. Mühür altındaki şeyler de ilgili mercie verilir veya gönderilir ve bu husus bir tutanağa bağlanır

Görevlendirmeden sonra bilirkişinin ne kadar süresi var?

Madde 66 –

(1) Bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ilişkin kararda, cevaplandırılması uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren sorularla inceleme konusu ve görevin yerine getirileceği süre belirtilir. Bu süre, işin niteliğine göre üç ayı geçemez. Özel sebepler zorunlu kıldığında bu süre, bilirkişinin istemi üzerine, kendisini atayan merciin gerekçeli kararıyla en çok üç ay daha uzatılabilir.

Süreye genelde riayet edilmiyor. Bununla mücadele edebilmek için süresinde raporunu teslim etmeyen bilirkişiye yeni görev verilmemesi şeklindeki kilitleme usulü getirildi. Hiç kuşkusuz mahkemeler raporunu teslim etmeyen bilirkişi derhal değiştirebilir ancak genelde raporun beklenmesi tercih edilir.

Bilirkişi raporu, uzman mütalaası Madde 67

(4) Bilirkişi tarafından düzenlenen rapor örnekleri, duruşma sırasında Cumhuriyet savcısına, katılana, vekiline, şüpheliye veya sanığa, müdafiine veya kanunî temsilciye doğrudan verilebileceği gibi; kendilerine iadeli taahhütlü mektupla da gönderilebilir.

(5) Bilirkişi incelemeleri tamamlandığında, yeni bilirkişi incelemesi yapılması veya itirazların bildirilmesi için istemde bulunabilmelerini sağlamak üzere Cumhuriyet savcısına, katılana, vekiline, şüpheliye veya sanığa, müdafiine veya kanunî temsilciye süre verilir. Bu kişilerin istemleri reddedildiğinde, üç gün içinde bu hususta gerekçeli bir karar verilir.

Bilirkişi raporu teslim edildiğinde rapora karşı teknik olmamak üzere <<rapordaki görüşlerin kabul edilmediğine dair>>itiraz mekanizması vardır.

Duruşmada bilirkişinin açıklaması Madde 68 –

(1) Mahkeme, her zaman bilirkişinin duruşmada dinlenmesine karar verebileceği gibi, ilgililerden birinin istemesi halinde de açıklamalarda bulunmak üzere duruşmaya çağırabilir.

(2) Yaptıkları açıklamalardan sonra mahkeme başkanı veya hâkim, çekilmelerine izin vermedikçe, bilirkişiler duruşma salonunda kalırlar; ancak salona teker teker alınıp birbirinden ayrı olarak dinlenmeleri zorunlu değildir.

Delil hakkındaki soru işaretlerinin giderilmesini ve bilirkişinin görüşlerinin sınanmasını sağlayacak çok önemli bir yöntem ancak düzgün uygulanmıyor.

Tanıklardan farklı olarak bilirkişilerin tek tek dinlenmesi gerekmez çünkü kendi bilimsel görüşlerini sundukları için birbirlerinden etkilenmezler.

Ceza Muhakemesinde bilirkişi raporunun mahkemeyi bağladığını Yargıtayın aksine kararları olsa da söyleyemeyiz..

Kural, ceza muhakemesinde vicdani ispat sistemi olduğu, delil ve delil değerlendirme araçlarının serbestisi söz konusu olduğu için mahkeme bilirkişi raporları ile bağlı değildir.

Ancak fiilen bununla ilgili sıkıntılar çıkabilir çünkü hakimin bilirkişi raporunu kabul etmeme nedenini ortaya koyması gerekir. Rapor konusu hakimin uzmanlık alanı olmadığı, olsa bile diğer süjelerin de anlayabileceği şekilde gerekçelendirme yapabilmesi oldukça zor olduğu için fiilen mahkemenin bilirkişi raporu ile bağlı olduğu söylenebilir. Raporda çok belirgin mantık hatası varsa, rapor baştan itibaren sistematik şekilde yazılıp sonuç bölümünde harf-rakam hatası yapıldıysa hiç kuşkusuz hakim gerekçesini göstererek bilirkişi raporunun aksi yönünde karar verebilir.

Bunun dışında mahkeme ek bilirkişi raporu veya ikinci bilirkişi raporu da alabilir. İkinci bilirkişi raporu ile ilk bilirkişi raporu çelişirse üçüncü bilirkişi raporu da alabilir ancak üçüncü bilirkişi raporunu almak zorunda değildir.

Birden çok bilirkişi raporu alan veya ikinci raporu almayıp ilk raporu kabul eden hakim kabul ettiği raporun kabul gerekçesini açıklama hususunda

(açıkça anlaşılan mantık hataları- hesaplama hataları dışında ) fiilen sıkıntıya düşebilir.

Uygulamada özellikle hukuk muhakemesinde sıkıntılı olan bir durum: her eksiklikte bilirkişiden ek rapor istenmesi ve istenen ek raporla da bilirkişiye yeni sorular yöneltilmesi, yeni sorular yönetilmesine rağmen ek rapor adı altında olduğu için ek ücret ödenmemesi hatalıdır. Görevlendirme kararında belirtilmeyen bir husus bilirkişiye sorulacak ise bilirkişiden istenen teknik olarak ek rapor olmayıp bilirkişiden istenen ikinci rapordur.

Uzman Mütalaası

Bilirkişi raporu, uzman mütalaası Madde 67 –

(6) Cumhuriyet savcısı, katılan, vekili, şüpheli veya sanık, müdafii veya kanunî temsilci, yargılama konusu olayla ilgili olarak veya bilirkişi raporunun hazırlanmasında değerlendirilmek üzere ya da bilirkişi raporu hakkında, uzmanından bilimsel mütalaa alabilirler. Sadece bu nedenle ayrıca süre istenemez.

Madde 66 –(5)

İlgililer de merciinden, incelemeler yapılırken bilirkişiye teknik nitelikte bilgiler verebilecek olan ve ismen belirleyecekleri kişileri dinlemeleri veya bazı araştırmaların yapılması hususlarında karar verilmesini isteyebilir

Uzman mütalaasına başvurulması çelişme yönteminin hayata geçirilmesi için önemlidir.

Bu hüküm CMUK’ ta da vardı CMK ile uzman mütalaası alabilecek kişilere sanık ve Cumhuriyet savcısı da eklendi.

Ayrıntı:  Cumhuriyet savcısı kural olarak soruşturma evresinde uzman değil bilirkişi görevlendirecek.

Uzman da duruşmada dinlenerek görüşüne başvurulabilir.

Uzman mütalaasının bilirkişi raporuna veya bilirkişi raporunun uzman mütalaasına üstünlüğü söz konusu değildir sadece bunları görevlendiren merciler farklıdır.

  • Uzmanı taraflar görevlendirdiği için görüşü taraflı olabilir mi ?

Uzman mütalaası taraflı olarak verildiyse taraflı olarak verildiği kolayca anlaşılacağı için uzman mütalaası karara esas alınmaz.

Uzman mütalaasının hukuki konularda da alınabileceği genel olarak kabul edilir.

KANUNDA ÖZEL OLARAK SAYILAN BİLİRKİŞİYE BAŞVURULACAK HALLER

…..

Gözlem Altına Alınma

 Sıkı şartları olduğu, uzman hekimin görüşünün alınması gerektiği, zorunlu müdafilik olduğu ve kişi hak ve hürriyetlerine kısıtlama getirdiği için kanunda ayrıca düzenlenmiş.

Gözlem altına alınma Madde 74 –

(1) Fiili işlediği yolunda kuvvetli şüpheler bulunan şüpheli veya sanığın akıl hastası olup olmadığını, akıl hastası ise ne zamandan beri hasta olduğunu ve bunun, kişinin davranışları üzerindeki etkilerini saptamak için; uzman hekimin önerisi üzerine, Cumhuriyet savcısının ve müdafiin dinlenmesinden sonra resmî bir sağlık kurumunda gözlem altına alınmasına, soruşturma evresinde sulh ceza hâkimi, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından karar verilebilir.

(2) Şüpheli veya sanığın müdafii yoksa hâkim veya mahkemenin istemi üzerine, baro tarafından bir müdafi görevlendirilir.

(3) Gözlem süresi üç haftayı geçemez. Bu sürenin yetmeyeceği anlaşılırsa resmî sağlık kurumunun istemi üzerine, her seferinde üç haftayı geçmemek üzere ek süreler verilebilir; ancak sürelerin toplamı üç ayı geçemez.

(4) Gözlem altına alınma kararına karşı itiraz yoluna gidilebilir; itiraz, kararın yerine getirilmesini durdurur.

(5) Bu madde hükmü, 223 üncü maddenin sekizinci fıkrası gereğince yargılamanın durması kararı verilmesi gereken hâllerde de uygulanır

Kişi sevk edildikten sonra uzman, değerlendirmesini tamamlayamayıp kişinin akıl hastası olup olmadığı konusunda daha fazla incelemenin yapılması gerektiğini söyler ise Cumhuriyet savcısının ve müdafiinin dinlenmesi tamamlandıktan sonra soruşturma evresinde Sulh Ceza hakimi, kovuşturma evresinde mahkeme gözlem altına alma kararı verebilir.

  • Hem şüpheli ve sanık hakkında uygulanması mümkün
  • Fiili işlediği hususunda kuvvetli şüphe bulunmalı (kuvvetli şüphe: fiilin işlendiği hususunda oldukça fazla şüphe olması )
  • Akıl hastası olup olmadığının saptanması üzere (fiilin işlendiği sırada + muhakeme sırasında akıl hastası olup olmadığı )
  • Uzman hekimin önerisi üzerine (psikiyatri)
  • Resmi sağlık kuruluşlarında
  • Cumhuriyet savcısının ve müdafiinin dinlenilmesinden sonra
  • Soruşturma evresinde sulh ceza hakimi, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından karar verilebilir.
  • Şüpheli ve sanık dışındaki kişilerin bu hükme göre gözlem altına alınması mümkün değil.
  • Kişinin gözlem altına alınması talep edilidiğinde kişinin müdafiisi yok ise baro

tarafından müdafi görevlendirilir.

  • Gözlem süresi 3 haftadır, sürenin yetmemesi durumunda ek süre verilebilir ancak

hiçbir şekilde süre 3 ayı geçemez.

  • Önemli Kural olarak bir karara itiraz etmek o kararın yerine getirilmesini

durdurmaz 74.madde bu kralın istisnasıdır.

Gözlem altına alınma kararına itiraz edildiğinde kararın yerine getirilmesi durdurulur. (İtirazın kararları durdurmaması kuralına önemli bir istisnadır.)

 

Bize Ulaşın
close slider

0532 517 33 95
Harita